İhlas Medya Grubu Avrupa Genel Müdürü Sayın Akyıldız,
İhlas Medya Grubu Avrupa Genel Müdür Yardımcısı Sayın Daş,
İhlas Medya Grubu Bavyera Sorumlusu Sayın Üret,
Sevgili Serdar Türen Kardeşim,
Sivil Toplum Kuruluşlarının Değerli Temsilcileri,
Kıymetli Misafirler,

Öncelikle, Sayın Akyıldız ve Sayın Daş’a Frankfurt’tan Nürnberg’e gelerek bu iftar sofrasında bizlerle birlikte oldukları için en içten teşekkürlerimi sunuyorum.

İhlas Medya Grubu’nun Almanya’nın çeşitli şehirlerinde düzenlediği iftar programlarını, Grubun Almanya’daki faaliyetlerine ve Türk Toplumu’na verdiği önemin bir göstergesi olarak görüyor, bu yaklaşımı takdir ediyorum.

Nürnberg’de 1 Ekim 2015 tarihinde göreve başladığımdan bu yana İhlas Medya ailesi ile karşılıklı saygı, anlayış ve sevgiye dayanan oldukça samimi bir ilişki tesis ettik.

Bu verimli işbirliği dolayısıyla bütün İhlas Medya çalışanlarına şükranlarımı sunuyorum.

Almanya’daki Türk medyası Türk Toplumu’nun güncel gelişmeler hakkında doğru bir şekilde bilgilendirilmesi, Türk Toplumu’nun birlik ve beraberliğinin güçlendirilmesi, dini değerleri ile gelenek ve göreneklerinin gençlerimize aktarılması konularında önemli bir rol oynamaktadır.

Türk medyası ayrıca, buradaki çalışma ve faaliyetleriyle Türk Toplumu’nun talep ve beklentilerinin güçlü bir şekilde dile getirilmesine aracı olmak, sevincine ve üzüntüsüne de tercümanlık yapmak gibi oldukça değerli bir de hizmeti başarılı bir şekilde yerine getirmektedir.

Almanya ve Türkiye’deki önemli gelişmeleri Türk Toplumu’na kendi ana dilinde aktaran Türk medyası, toplumumuzun Türkçeye olan ilgisinin canlı tutulması yönünde harcanmakta olan çabalara da destek sağlamaktadır.

İhlas Medya Grubu’na Türk Toplumu için büyük değer taşıyan bu görevleri başarılı bir şekilde yerine getirdiği için teşekkürlerimi sunmayı borç bilirim.

Başkonsolosluk olarak bu minvaldeki çalışmaları önümüzdeki dönemde de aktif bir şekilde desteklemeye devam etmeye hazır olduğumuzu da ayrıca vurgulamak isterim.

Kıymetli Misafirler,

Müsaade ederseniz, bugünkü birlikteliğimizi vesile kılarak, ülkemiz ve Almanya’daki Türk Toplumu için önem taşıyan bir konuya değinmek isterim.

Malumunuz olduğu üzere, Federal Parlamento, stratejik ortak, NATO kapsamında da müttefik iki ülke olan Türkiye ve Almanya arasındaki müstesna ilişkilerin ruhuna aykırı bir şekilde 1915 Olayları’nı soykırım olarak nitelemiş, bu kararıyla hem bizleri, hem de Almanya’daki Türk Toplumu’nu derinden üzmüş, sarsmıştır.

Birinci Dünya savaşının son derece zorlu koşulları altında Osmanlı İmparatorluğu’ndaki Müslüman ve Hıristiyan toplulukların birlikte maruz kaldıkları ortak acıların "soykırım” olarak tanımlanmasının kabul edilmesi tabiatıyla mümkün değildir.

Tarihimizde bizi utandıracak nitelikte hiçbir olayın yaşanmadığını da ayrıca vurgulamak gerekir.
Türk Toplumu’nun bu gelişmeye karşı demokratik tepkisini ortaya koymasını da bu tespit çerçevesinde değerlendirmek gerekir.

Ancak, tepkilerin yasal sınırlar içinde kalması zorunludur ve hepimizin ortak beklentisidir.

Türk-Alman ilişkilerinin bu dönemi daha fazla zarar görmeden atlatmasını ümit ettiğimi bu vesileyle ayrıca vurgulamak isterim.

Bu duygu ve düşüncelerle, İhlas Medya Grubu’na bizleri bu mübarek sofra etrafında buluşturduğu için bir kere daha teşekkür ediyor, hepinize hayırlı Ramazanlar diliyorum.